Akış Yolu// Ana Sayfa > İlginç Bilgiler  
     

 

Bildirimler

 
 

Mermer ve Granit Hakıkında fazla bilinmeyenler
 

  • Osmanlı devletinde, devşirilen çocukların bir kısmı bol proteinli ve nişastalı besinlerle beslenmek ve ağır idmanlarla eğitilmek suretiyle bu bölük için yetiştirilirdi.
    Bu idmanların en önemlisi ise yağlı mermere tokat idmanıydı. Devşirilen ecnebi çocukları akşama kadar yağlı mermerlere tokat atarak kendilerini yetiştirdi, bu elemanlardan mermeri çatlatmayı veya kırmayı başaranlar tokatçı bölüğüne alınırdı.
    Savaşlarda tokatçı bölüğü ordunun en gerisinde yer alır ve savaş sonunda bozguna uğrayan düşman üzerine bırakılırdı. Tabi hâliyle akşama kadar mermer tokatlamaktan nasır tutmuş ellere düşman askerlerinin miğferleri çerez gibi gelirdi, tokadı yiyen düşman askerinin miğferi yamulur tabiri caizse feleği şaşardı (hatta bu tokatı yediği için kafa tası parçalanan askerler bile olduğu söylenmektedir) Tokatçı bölüğünün işi bittikten sonra, her hangi bir darbe almayan veya tokat yediği halde hayatta kalan askerler bırakılırdı. Bu askerler bir daha Osmanlı ordusuyla savaşmaya cesaret edemezlerdi, savaşsalar dahi tırstıklarından düşük bir performans ortaya koyarlardı
     

  • Bir mermer ortalama 100 milyon yılda oluşurken,ammonit fosilleri ise ortalama 350 milyon yılda oluşur.ammonit fosilleri dere,göl gibi sığ sularda oluşmaz.
                   Mermerin birim ağırlığının(yani 1cm3 nün) ortalama  olarak 2,70 gr/cm3 olduğunu
     

  • Mermerden Kentler...
    Anadolu’da geçmişi gelecekle buluşturmada eşsiz dayanıklılığıyla tarihin vaka-i nüvisliğini üstlenen asıl taş olan mermer, Anadolu’daki yapılarda ancak M.Ö. 8-7. yüzyıllarda boy göstermeye başladı. Hükümranlığını ise M.Ö. 1050’den sonra ilan etti. Beyaz mermer taşı, Bronz ve Hitit çağları yapı ve heykel sanatının geleneksel koyu renkli taşlarını yüzyıllar içinde adım adım gölgede bıraktı. En yoğun kullanım alanına Hellenistik çağ ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde ulaştı. Tüm Batı Anadolu’da mermerden kentler kuruldu.
     

  • İLK MERMERDEN ANIT: EFES ARTEMİS TAPINAĞI:
    Dünyanın yedi harikası içinde yer alan Efes Artemis Tapınağı (M.Ö. 4. yüzyıl), yeryüzünde mermerden inşa edilmiş ilk anıtsal örneği oluşturur. Yine yedi harikadan biri olan Karya Satrabı Mausoleus için Halikarnas’ta Greko-Pers üslubunda inşa edilen anıt mezar (M.Ö. 4. yüzyıl), Bergama’daki Zeus ve Athena sunakları (M. Ö. 2. yüzyıl), Didim’deki Apollon Tapınağı ve dev Klaros heykelleri mermerin kendisinde, mimarlık ve heykeltıraşlığı mükemmel biçimde birleştirdiği muhteşem örneklerdir. Arkaik, Klasik ve Hellenistik çağlar boyunca giderek gelişen kent mimarlığı ve heykeltraşlığı birbirini bütünleyerek Anadolu’da doruk noktasına M.Ö. 2. yüzyılda ulaştı.
     

  • AYASOFYA’NIN MERMERLERİ:Dünyanın ayakta kalabilen en görkemli antik tapınağı olan Ayasofya’nın özellikle iç mekan duvarlarını kaplayan ve ünlü ocaklardan getirilen çeşitli cins ve renkteki mermer plakalarla çeşitli boyutlardaki 107 sütun burayı adeta mermer çeşitleri sunan büyük bir galeriye dönüştürmüş durumda. Yapının taban ve köşelerinde yer alan dört köşe sütunlar ile üzerlerinde İmparator Justinian ile karısı Theodora’nın monogramları işlenmiş tüm sütun başlıkları ve sütun kaideleri Marmara Adası’ndan gelen mermerlerle yapılmış. Orta sahın yanlarındaki yeşil somaki mermer sütunlar, Efes Artemis Tapınağı’ndan, yarım kubbeyi taşıyan ve daha küçük olan 8 kırmızı porfir sütun ise eski bir Mısır tapınağından getirilmiş. İç mekân duvarlarını kaplayan kanglomera cinsi mermerlerden yeşil olan şeritler Tesalya’dan, kırmızı porfirler Mısır’dan, altın sarısı olanlar Libya’dan, fildişi renkli mermerleri ise Kapadokya’dan. Yeşil damarlı Karystos ile pembe damarlı Frigya mermerleri de simetrik panolarda yerlerini koruyorlar.
     

  •            Osmanlı İmparatorluğu, Selçuklu yapı gelenekleriyle Bizans ve Avrupa mimarlık sanatını İslami etkilerle bütünleştiren yeni ve özgün bir mimari yapı oturttu. En başarılı örnekleri 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar sergilenen Osmanlı mimarisinin erken döneminde özellikle Bursa, Amasya, Manisa ve Edirne’deki yapılarda mermer yoğun biçimde kullanıldı. Osmaneli, Bilecik ve Bozüyük’ten büyük zorluklarla getirtilen mermerlerle yapılan Bursa’daki Yeşil Camii, Yıldırım Camii, İznik Yeşil Camii ve devşirme antik mermer bloklarla inşa edilen Amasya Yörgüç Camii dönemin ilginç örneklerini oluşturur. İmparatorluğun yükselme döneminde başta İstanbul olmak üzere tüm Anadolu kentleri, mermerin kullanıldığı camii, medrese, külliye, han, türbe, hamam, çeşme ve konaklarla donandı.
     
  •            19. yüzyılda Batılılaşmanın etkisiyle yapılan göz kamaştırıcı saraylar, kasırlar, kamu binaları, camiler ve saat kulelerinde beyaz mermer yoğun biçimde kullanıldı. Klasik Osmanlı veya korint tarzında başlıklarıyla yükselen dev sütunlar, bitkisel veya geometrik süslemeli frizleri, devasa taç kapıları, barok tarzında beyaz cepheleriyle yapılar özellikle İstanbul’un dört köşesini süslediler. Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı, Ihlamur Kasrı, Küçüksu Kasrı, Göksu Kasrı, Eminönü, Karaköy, Bankalar Caddesi, Beyoğlu ve Şişli; İzmir’de Kordon ve Alsancak’taki binalar bu dönemi en iyi şekilde simgeler.
     
  •             Keops Piramidinin yapımında 2.600.000 adedi aşkın granit ve kireçtaşı blok kullanılmıştır. Blokların ağırlığı 2 tondan 70 tona kadar değişir. Santimetrenin 40’da birine kadar bir hassasiyetle kesilen bloklar o kadar hassas bir şekilde birleştirilmiştir ki , aralarındaki derzlerin açıklığı hiç bir zaman santimetrenin 20 de birini aşmaz
     
  • Dünyada sadece Kabe uzaydan bakılınca beyaz gözüküyormuş. Kabe'nin etrafı siyah bir kumaşla kaplıdır. Kabe'yi oluşturan duvarlar siyah renkli granit taşlardandır ve üst kısmında örtü olmadığı için uzaydan yada her nereden bakarsanız bakın üst kısmı açıkça olduğu için görünen üst kısımda ki ahşap ve Kabe'yi oluşturan taşlardır.(İncelenmedi.Google earth’da öyle gözüküyor en azından)

 

 

 
 
 
 

 

Web hosting by Somee.com